Diyabet hastalarına çok kritik uyarı! O insülinlere dikkat!
Diyabet hastalarına çok kritik uyarı |
İnsülin ile ilgili yapılan yeni bir çalışmanın sonuçları Berlin’deki 54. Avrupa Diyabet (EASD) Kongresi'nde masaya yatırıldı.
İnsülinin, buzdolabında 2-8 °C sıcaklıkta muhafaza edilmesi gerekiyor. Ancak yapılan çalışmada, yaklaşık 400 ev tipi buzdolabının kayıtlarına bakıldı ve buzdolabı iç sıcaklığının günde yaklaşık 2 saat (yüzde 11.3) bu değerlerin dışında olduğu saptandı. Bu da diyabet hastalarının çok miktarda insülini uzun süre buzdolabında saklamasının, bozulma ihtimalini beraberinde getireceğine işaret ediyor. Peki, diyabet hastası insülini nasıl saklamalı? Bozulan insülin nasıl anlaşılır? Bozulan insülin diyabet hastasının hayatını riske sokar mı? Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Diyabet Çalışma Grubu Sekreteri Prof. Dr. Serpil Salman, prensipte bilinen ancak daha önce bilimsel yayın haline gelmemiş olan bu bilgiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
PRENSİPTE BİLİNEN AMA BİLİMSEL YAYIN HALİNE GELMEMİŞ BİR BİLGİ
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Diyabet Çalışma Grubu Sekreteri Prof. Dr. Serpil Salman, diyabet hastalarını ilgilendiren bu konuyla ilgili şunları söyledi: "Diyabet takibi yapan hekimler olarak şeker yolunda gitmediğinde eşlik eden iltihabi hastalık var mı? İnsülin düzenli yapılıyor mu? gibi birçok şeyi sorgularız. Hiçbir açıklama bulamadığımızda ise insülinin üreticiden tutun da hastanın iğneyi yapmasına dek olan süreçteki herhangi bir aşamada vasfını kaybettiğinden şüphelenip yeni bir kutu alınmasını ve uygulanmasını isteriz. Bu aşamalardan biri de buzdolabı koşulları. Berlin’deki bu açıklama aslında prensipte bildiğimiz ama daha önce bilimsel yayın haline gelmemiş bir bilgi."ŞEKERİNİZLE İLGİLİ YOLUNDA GİTMEYEN BİR ŞEYLER VARSA...
Buzdolaplarının günde yaklaşık iki saat sıcaklıklarında değişim sözkonusu olması, farkında olmadan bozulmuş insülinlerin kullanılması anlamına geliyor. Peki bu durum bir diyabet hastası için ölümcül olabilir mi sorusuna ise; Prof. Dr. Serpil Salman şu yanıtı verdi: "Bu, ölümcül bir durum olmaz ama hastanın kan şekeri yeterince iyi gitmez. Yapılan doza yeterli yanıt alınamaz. Bu durumu telaşlanıp korkacak bir hadise olarak değil de şu şekilde yorumlamayı tercih ederim; İnsülinin üzerindeki son kullanma tarihi tek belirleyici değildir. Yolunda gitmeyen bir şeyler varsa mesela her zaman iyi giden şeker yeni bir insülin paketi açıldığında kontrolden çıkmaya başlamışsa, buzdolabı koşullarına dikkat edilmelidir. Örneğin; Buzdolabının bir bölümündeki ürünler donuyorsa oraya insülin konulmamalıdır, çünkü donmuş insülin çözüldüğünde hiçbir işe yaramaz. Zaten tercih edilmesi gereken bölge yumurta konulan raftır. Bir başka önerim de abartılı miktarda insülin depolamamak olur. Bazen hastalarımız neredeyse 1 yıllık ihtiyaçları olacak miktarda insülini muhafaza etmek istiyorlar. Bozulmuş insülinin içinde tortular oluşur. Bozuk insülin, şekerin yükselmesine sebep olur. Şekerini takip etmeyen hastalarda, özellikle tip 1 diyabetlilerde bu yükselme şeker komasına kadar ilerleyebilir. İnsülinin bayat olması zehirlenme gibi bir risk getirmez."İNSÜLİN EN DOĞRU NASIL SAKLANMALI?
İnsülinin nasıl saklanması gerektiğine değinen Prof. Dr. Serpil Salman, "Eczaneden alınan insülin soğuk zincir kurallarına uygun şekilde, soğuk ortamda taşınmalı. Zaten eczacılarımız bu konuda hassasiyet gösterip buz kasetleri ile insülin teslim ediyorlar. Buzla insülin direkt temas etmemeli. İnsülinler buzdolabının yumurta konulan kısmında muhafaza edilmeli. Günlük kullanımdaki insülinler hava sıcaklığı 25 0C’yi geçmiyorsa oda sıcaklığında tutulabilir. Açılmış olan kalem ya da flakon 1 ay içinde tüketilemediyse artık kullanılmamalıdır" diye konuştu.İNSÜLİN TEDAVİSİ GEREKLİ Mİ GEREKSİZ Mİ?
Prof. Dr. Salman'a göre; diyabetle ilgili bir başka sorun ise diyabet hastalarının insülin tedavisinin gerekli olup olmadığını sorgulaması. Kendi kararı ile insülini bırakıp şeker komasına giren, bu nedenle çok ciddi sağlık sorunları yaşayanların olduğunu söyleyen Prof. Dr. Salman, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tip 1 diyabetli kişilerin tedavisi tartışmasız şekilde insülindir. Tip 2 diyabette ise hastaların bir kısmında zaman içinde insülinin verilme gerekçesi düzelmiş olabilir ve kan şekeri normal seviyede seyrettiği için hekim doz azaltarak insülini kesip, hapla tedaviye devam edebilir. Bu kararı verirken hastanın durumunun iyi değerlendirilmesi gerekir, her hastaya uygun bir seçim değildir. İnsülin kullanan hastaların ilacı kullanma gerekçeleri ile ilgili kuşkuları varsa, konuyu kendilerini izleyen hekimle değerlendirmesi gerekir.Kişinin hangi tedaviye ihtiyacı olduğu doktorun muayene ve tetkikleri ile belirlenir. Yani bir kişi okuyarak bilgilenmelidir ama tedavisini kendi hekimi belirlemelidir."
İNSÜLİN NEDİR? İNSÜLİN EKSİKLİĞİ NELERE SEBEP OLUR?
İnsülin pankreas tarafından üretilen bir hormondur. Vücutta en önemli görevi, glukozun (yani şekerin) kan dolaşımından hücre içine girmesinin sağlanarak enerjiye dönüştürmesidir. Diyabet (şeker) hastalığında insülin eksikliği veya var olan insüline dokuların yeterince yanıt vermemesi nedeni ile şeker hücre içine giremez, kanda yükselir. Daha çok çocuk ve gençlerde görülen tip 1 diyabette problem pankreastan yeterince insülin salgılanamamasıdır ve bu kişilerde insülin tedavisi mecburidir, hayati önem taşır. Tip 2 diyabette ana problem insüline dokularda cevap alınamaması, yani insülin direncidir, öncelikli olarak hapla tedavi edilir. Bu hastalarda bazen ek olarak pankreas insülin salınımı da azalır. Bu durumda, ya da eşlik eden ciddi sağlık sorunu, ameliyata hazırlık, şekerin hapla kontrol altına alınamaması gibi durumlarda tip 2 diyabet hastalarına da insülin verilir.Haberturk
Yorum Gönder
Tasarım Akblog.NET